HAKİKİ MÜCAHİT ŞEYH CANİP EFENDİ-1
Canibim.Com

HAKİKİ MÜCAHİT ŞEYH CANİP EFENDİ-1 - Canibim.Com

 

 

                                                           BÖYLE ŞEYH SEVİLMEZMİ-2

 

Yıl 1981 sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağı gece saat 24.00 te başlıyor.Bir yaz günü pazar akşamı dergâhtayım.Efendi hazretleriyle sohbet ettik, çay içtik.Saat 23.00 de efendiden destur istedik.Bir arkadaşımın arabasıyla evlere gideceğiz.


 Canib Efendi hz. her ne hikmetse o gece bana dergâhta kalmam için çok ısrar etti."Evladım bu gece burada yat, sabah erkenden gidersin."Bende sabah erkenden bir arkadaşımla buluşmam lâzım yurt dışına kaçmak için  diye eve gitmede ısrar ettim.(Burada bana iki tane ikaz var ders alacağım.Birtanesi,efendi nediyorsa ona tabi olmak lazım.Ben olmadım sıkıntı yaşadım.Diğer husus kerametini görmeğe vesile oldum)

 

Canib Efendi bu ısrarın üzerine "Peki evladım eğer herhangi bir şeye sıkışırsan şu duaları oku" diye fakire bazı şifreler verdi.Elini öptük, ayrıldık.

 

Dergâh şehrin dışında, Uludağ yolunda, ağaçların arasında bir yer.Arabaya geldiğimizde hiç olmadık bir şeyle karşılaştık, arabanın tekeri patlamış.

 

Sokağa çıkma yasağına az bir zaman var.Kendi kendime eyvah keşke efendinin dediğini yapıp orada kalsaydım diyerek hayıflandım.Utandığım için bir daha geri de dönemedim.

 

Aceleyle yedek tekeri takıp yola düştük.Bir kilometre ileride asker ve polisler yolu kesmiş, didik didik arama yapıyorlar.Önümüzde dokuz on araba var.Bu arada kendi kendime tamam buraya kadarmış kaçaklık, buradan kurtulamam diyerek arkadaşa bir şey olmaması için beni tanımadığını sadece insanlık namına yoldan aldığını söylemesini istedim.

 

Son anda Canib Efendi'nin tembihatı olan dualar aklıma geldi.Hemen okumaya başladım.Derken sıra bize geldi.Polis ve asker etrafımızda biz arabadan ineceğimiz zaman komutan ve sivil görevli beklenmeyen bir şekilde bizden özür dileyerek sizi beklettik buyurun geçin efendim demez mi...Açık ve net bir şekilde Canip Efendinin kerametini yaşadık.

 

Arkadaş ve ben birbirimize şaşkın şaşkın bakarak hemen oradan uzaklaşıp lambalardan ve caddelerden süzülerek giderken, Allah'a hamd ve şükürlerimi size anlatamam.Hem şaşırmış hem de sevinmiştim.Adeta büyük bir imtihandan geçtiğimi hissetmiştim.Pirim ve şeyhim benim gibi bir günahkârı himmeti ile bu beladan korumuştu Allah'ın izni ile. 

 

Ertesi günü Canib Efendi mutat olmayan bir günde Ulucami'ye öğle namazına gelmişti.Sanki birini bekliyordu.Fakiri gördüğünde hafif bir tebessüm ile yüzündeki o sevinci hiç unutamam.Fakir dizlerine niyaz edip dün geceki macerayı anlatarak efendi hazretleri himmetinizle kurtuldum dediğimde, utangaç bir çocuk edası ile "Elhamdülillah.Hazreti Pirin himmeti evladım." diyerek her zamanki gibi mütevaziliğini yine gösterdi.

 

Dilimde şunu terennüm ediyordum "Sürüsün yedirmez kurt ile kuşa/Gavsulazam gibi sultanımız var." Elhamdülillah öyle bir sultan, öyle bir şeyhim var ki; tehlikeyi görüyor, uyarıyor, her ne kadar biz anlamasak da sürüsünü takip edip, belalardan kurtarıyor.

 Ey koca Canib hazretleri!Himmetin ne çok...Elhamdülillah.

Selam ve dua ile...
Kadiri dergâhının hizmetkârı Nevzat

Tüm YAZILI SOHBETLER