9 Haziran 2012 Merinos Kültür Merkezinde saat 17:00 da yapılan sempozyuma bu fakir gittim.Salon çok modern, büyük ve izleyicilerden yoğun ilgi vardı.
İki oturum halinde çeşitli üniversitelerden gelen ilim adamları(prof.,doc., vb.) altışar kişilik gruplar halinde sunumlar yapıldı.Aradaki bir saatlik boşlukta Ahmet Özhan konseri oldu.(Hulusi efendiden ilahiler okundu.)
Gelelim meseleye; birinci oturumda sunum yapan ilmiye heyeti meseleye tasavvufun derinliklerinden ziyade olaylara menakıb ve yüzeysel biçimde yaklaşarak konuyu çok basitten anlattılar.Mesela, hiç ilgisi olmadığı halde Fetih 1453 filmine çok yer vererek eleştirdiler.Mısırdan katılan bir öğretim görevlisi sunumu baştan aşşağı Arapça yaptı kimsede bir şey anlamadı.
Burası tasavvufun büyüklerinden evladı Resul Somuncu Koca sempozyumu.Alkışın yasak olduğu ayetle sabit olduğu halde, spiker her sunumda sanki konserdeymişiz gibi seyircileri daha çok alkışlamaya teşvik ediyordu.Yetmiş yaşındaki ihtiyarların ellerini patlatırcasına vurmaları ne büyük çelişki değil mi?
Milletvekilleri, belediye başkanları protokolde bulunuyorlardı.Temsilen bir milletvekili de(Malatya) konuşma yaptı.Salon girişinde herkese tanıtıcı paketler verildi.Paketlerin içerisinde sembolik Somuncu Koca ekmeği, broşürler ve vakfın faaliyeti hakkında bilgiler vardı.Vakfın faaliyetleri takdire şayandı.Öğrencilere burs ve yurtlar verilmesi güzel bir hizmet.
Akşam namazı molasından sonra ikinci oturuma geçildi.İkinci oturumda da sunumlar aynı yüzeysellikte idi.Mesela, herkes "Somuncu Baba" tabirini kullanıyor."Somunu Koca"yı pek nadir kullandılar.Ayet-i kerime'de "Babanızdan başkasına baba demeyiniz." buyruluyor.Bir başka çelişki Somuncu Koca'nın Ulucami'nin açılışındaki hutbede Fatihayı Şerifi yedi cepheden tefsir etmesinin detaylarına inilmedi.Neden Fatihayı Şerifi okudu da başka ayetleri okumadığının esrarına değinilmedi.Somunu Koca'nın Ulucami'nin üç kapısında görülüp cemaatle helalleşmesi ve tokalaşmasından bahsedilmedi.Oysa bu konu, sıradan basit bir konu değil.Vahdette kesret hadisesi mevcut.Büyük bir keramet serdediliyor.Bu olayı saatlere konuşsan yetmez.Oysa hiç bahsedilmedi.
Somuncu Koca'nın kabrini Malatya Darende olarak özellikle belirttiler.Oysa Evliyaullah'ın keşfikuburu ile Aksarayda olduğu sabittir.(Bu keşfikubur tıpkı İstanbulun fethinde Akşemseddin'in Eyübsultanın kabrini tesbit ettiği gibi.)
Sempozyum 23:00 da bitti.Altı saat sürdü.Keşke bu saatler, gelen o kalabalığa karşı daha doyurucu bilgilerle doldurulsaydı.Daha verimli olurdu...Kulağımızda Ahmet Özhan'ın o güzel ilahilerinden mada bir şey kalmadı.
Fakir şunu tespit etti ki; tasavvuf konularında bu halin içindekilerin sohbeti daha doyurucu oluyor.Satırdan değil sadırdan konuşmak lazım.Hal ehlinin halini, kal ehli ifade edemiyor.İnşaallah Canip Efendi'nin de bir sempozyumunu düzenlemek bizlere nasip olur.Gayretimiz bu...
Selam ve dua ile...
Nevzat