MÜRİD VE MÜRŞİD
Başlangıçta olan talibe kitap ve sünnete yapışmak, emir ve yasak, usul ve füru yönünden amel etmek vaciptir.Çünkü talip seyir-i sülukunda, Allah'a(c.c) kavuşturan yolda, kitap ve sünneti kendine iki kanat yapmalıdır.Bundan sonra talip kendisini hidayet ve irşada kavuşturacak rehberi ve önderi olacak mürşide huysuzluk, nefis aldatma, şeytanın kandırması gibi hallere düştüğünde müracat edeceği sıdk ve sebat ile gayrette bulunacaktır.
Ankebut suresi:69 “Bizim rızamızı isteyerek dış ve iç düşmanlarla cihat edenlere, elbette cennetlerimize varan yolları hidayet ederiz.” buyuruyor.Büyüklerimiz mücahedeler, müşahedelere yol açar buyurmuşlardır.Bunun için talibin, ilminin esası doğru itikat, sülûkunun esası ise mücahede ve gayret olmalıdır.”Ayıplayanların ayıplamasından korkmazlar.” ayet-i kerimesi gereğince sülûkundan dönmemelidir.Zira sadıklar dönmezler.
Haşr suresi:10. Ayetinde “Muhacir ve ensardan sonra gelenler, yani tabiin ve bütün müminler derler ki, ya Rabbi, bizi ve imanda bizden önceki din kardeşlerimizi mafiret eyle.Kalplarimizde müminler için kin ve haset bulundurma.Ya Rabbi, sen dualarımızı kabul eder, Rauf ve Rahimsin.” ayeti çok okunmalıdır.
Mürşid, müride kızar veya asık suratlı davranır veya herhangi bir şekilde ona yüz vermezse, mürid ondan ayrılmamalıdır.Bilakis mürşidinin kalbini, ona karşı kendinden gelen edepsizliği, emrine uymamak, yasağını yapmak gibi Allah'ın(c.c) emrine ayit şeylerdeki taşkınlığı düşünmeli, tövbe ve istiğfar etmelidir.Sonra mürşidinden özür dilemeli, yanında alçak gönüllü ve küçük olmalı, gelecekte bir daha muhalefet etmeyeceğini beyan edip, kendisini mürşidine sevdirmelidir.
Zaruret olmayınca mürid mürşidin yanında boş malayani konuşmamalı, onun yanında kendi şahsi meselesini veya kendini meth edecek şeyleri açmaması edeptendir.
Namaz kılmanın dışında seccadesini mürşidinin seccadesi yanına sermemelidir.Namazı bitince de secadesini toplayıp, mürşidinin hizmetine hazır olmalıdır.
Mürid elinde olmayarak meydana gelen halin coşma ve galeyanı geçince, önceki durgun haline edep ve vekarına dönmelidir.Allahu teala'nın esrarından kendine bahşettiği hali gizli tutmalıdır.
Bunun için sadık mürid için şiirler, nameler ve seslere lüzum yoktur.Nefis ve tabiatleri kendilerinin sırtına binmiş kendileri de dizginleri onlara vermiş, şeytanın ortağı durumundaki mürid diye geçinen yalancıların ve inleme ile feryad eden kimselerin bağırmaları karga bağırması ve diğer kuşların sesleri gibidir.
Esma-ü zikirde edebe çok dikkat etmelidir.Peygamber(s.a.v) , pir ve üstazların huzurunda olduğumuzu hiçbir zaman unutmamak lâzımdır.Lâkayıt hareketler yapılmamalıdır.Hoplamalar, zıplamalar, el kol hareketleri edebe mugayirdir.Peygamber(s.a.v) ve evliyaullahın huzurunda olduğunu bilenler bunu yapmaz.Bu davranışları kim yapıyorsa nefsaniyetten yaptıkları aşikardır.Cezbe hali hariç.
Selam ve dua ile.
Bursa