Gönlüm çekti, bu gün gittim dergaha,
Duvarlar yorulmuş, çatı yorulmuş.
Hayret ile baktım durdum etrafa,
Gönül hicran olmuş, kader yorulmuş.
Niyaz etmek için içere gitsem,
Kapıya zincir vurulmuş, kilit vurulmuş.
Uzandım içeriye bakmaya,
Tahta çekilmiş, perde vurulmuş.
Dergahın çilesi bitmedi hala,
Kapatanlar hesap versin arasatta.
Onların gözlerini toprak doyursun,
Hepsi ölüp gitti hesap sorulsun.
Bahçede oturup geçmişe daldım,
Düşünüp düşünüp mazide kaldım.
Ah çektim, vah çektim, bir tekbir aldım,
Tıkandı boğazım, öylece kaldım.
Çeşme hüzüne dayanmayıp kurumuş,
Kalmamış ayakta incir, armut yorulmuş.
Kuşlar bile çok deruni ötüyor,
Güneş üzgün, yavaş yavaş batıyor.
Karanlık ufku ağır ağır sararken,
Divana duruyorum el bağlayıp erken.
Çardakta kılıyorum akşam namazını,
Dergah için yapıyorum secde niyazını.
Ya Rab, meydanlarımızı eyle abadan,
Nice devranlar yapılır burada heman.
Bizi buradan eyleme mahrum,
Bir şey demiyorum, her şey sana mağlum.
Canibimin dergahını koma kilitli,
Biz layık olamadık, elimizden gitti.
Ya Rab, Canibin hürmetine eyle inayet,
Geylani aşkı için yapılsın himmet.
Yine burada ezanlar okunsun,
Devranlar kurulsun, zikir yapılsın.
Dervişler toplanıp dualar yapsın,
Canibimin dergahını koma kapalı.
Nevzat-Haziran 2000 Bursa